Haberler

Küreselcilerin Kuklası; Greta Thunberg

İnsanları yanıltan sahte kahramanlara en iyi örnek, Greta Thunberg’tir.

Onu ilk kez, dünya liderlerinin yüzüne karşı “Boş laflarınızla benim rüyalarımı, çocukluğumu çaldınız!” diye haykıran sözlerini gazetede okuduğumda tanımıştım.

New York’ta BM İklim zirvesinin yapıldığı toplantıda kaşlarını çatarak “Bu çok yanlış. Burada olmamalıydım. Okyanusun diğer tarafında okulumda olmalıydım. Ama hâlâ umut gençlerde diyorsunuz. İnsanlar ölüyor, ekosistemimiz çöküyor, kitlesel yok oluşla karşı karşıyayız ama siz sadece para ve ekonomik büyümelerinizden bahsediyorsunuz. Bu ne cesaret.diyerek konuşmasını sürdürürken dünyanın anlı şanlı liderleri onu dinliyordu.

Daha ergenliğe yeni adım atmış bir kız çocuğu, bin bir güvenlik engelini aşarak mikrofona kadar gelip boyundan büyük lafları nasıl edebiliyordu?

İklim, küresel ısınma, karbon salınımı gibi konularda bir akademisyene yakışır bir tarzda uyarılarda bulunurken, bu bilgiyi nerelerden edinmişti?

Hayat öyküsüne baktığımda, çevre sorunlarına karşı mücadele etmek için özel olarak yaratılmış(!) bir çocuk görüntüsü oluşuyor gözümde.

Daha küçük yaşlarda küresel iklimi bozan etmenler konusunda bir duyarlılığa sahip olarak et yemenin doğaya ve iklime olumsuz etkilerinin olduğunun bilincine vararak vegan olmaya karar vermiş ve bu konuda annesini, babasını da ikna etmiş.

O, haftada bir gün okulu kırıp İsveç parlamentosu önüne giderek oturma eylemi yaptı.

Dünyada var olan iklim ve çevre sorunları ile ilgili görüşlerini sosyal medyada paylaşmaya başladı. Dünyadaki öğrencilere, iklim konusunda harekete geçme çağrısında bulununca birçok ülkede cuma günleri öğrenciler sokaklara döküldü, yapılan bu eylemlere tam 4 milyon kişi katıldı.


Dünyaca ünlü
Time dergisi, 2019 yılında
Greta Thunberg’i

“dünyayı en çok etkileyen şahsiyet” olarak seçti ve derginin kapağına 4 Aralık 2019’da Portekiz’in Lizbon kentinin kıyısında çekilen fotoğrafını koydu.


Time dergisi, ödül verdiği
Greta Thunberg’i şöyle tarif ediyor:


Thunberg herhangi bir siyasi partinin veya savunuculuk grubunun lideri değil. İklim krizi konusunda alarmı çalan ilk kişi de değil, onu düzeltmek için en nitelikli kişi de değil. Bir bilim insanı veya politikacı da değil. Geleneksel etki araçlarına erişimi yok; milyarder veya prenses, pop yıldızı veya yetişkin bile değil. İktidara karşı gerçeği söyleme cesaretini toplayarak bir neslin ikonu haline gelen sıradan bir genç kız…

İşte; bir bilim adamında, bir pop yıldızında, bir parti liderinde, bir milyarderde olmayan özellikler, Greta’da fazlasıyla var. O özellikler ise sıradan olma ve çocuksu bir gençlik…

Dünya medya tekellerinin reklamları ve bir kahraman yaratma kampanyası ile kısa zamanda Time’ın dediği gibi ”İktidara karşı gerçeği söyleme cesaretini toplayarak bir neslin ikonu haline gelen sıradan bir genç kız.” çevre sorunları konusunda milyarlarca insanın sözcüsü konumuna yükseldi.

Onun zenginlikte, gösterişte gözü yoktu.

Giysileri; sıradan ve ucuz şeylerdi.

Fosil yakıt kullandıkları için zorunlu olmadıkça uçağa da binmiyordu.

O, bir konuyu dile getirdiğinde, küçük parmağı ile birilerini işaret ettiğinde dünyanın birçok kentinde gençler, akranları sokaklara döküldüler.

Fransa’da “sarı yeleklilerin” eylemlerine olumlu bir yanıt vermeyen Emmanuel Macron, Thunberg’in ve arkadaşlarının sokak eylemlerinden etkilendiğini belirterek iklim konusunda “Değişmeme yardımcı oldular.” diyerek genç kızı övdü.

Batı küresel sisteminin dünyanın geleceğini düzenleme programı olan “karbon salınımını azaltma ve küresel ısınmaya karşı mücadele” kampanyasına katılmayarak fosil yakıtları kullanmaya devam eden Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerde iklim ve çevre konulu eylemlerde Greta Thunberg’i görüyoruz.

Batı kapitalizminde küreselci kapitalistlerin bir kesimiyle çatışma halinde olan Trump’la Greta’yı hep çatışır halde gördük. Çünkü başkanlığı döneminde ABD’de karbon salınımını azaltma anlaşmalarını imzalamayarak bu çevrelerden uzak durmayı yeğlemişti. 2020 yılında dünyanın en zengin ve en seçkin kişilerinin toplantı yaptığı Davos’ta Trup ile Greta Thunberg’in karşılıklı atışmalarına tanık olmuştuk. Trump’ın, 2. Başkanlık döneminde de Greta ile Tramp’ın arasının nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz. Trump karşıtı medya, dünyanın felaketine yol açan gözü dönmüş bir liderle ona karşı mücadele eden ve doğrunun, haklının temsilcisi olan bir genç kız öyküsünü yıllarca işledi. Aşağıdaki fotoğraf da bu çelişik durumu ifade ediyor.

Greta Thunberg, (2019-20-21) yıllarında üç kez Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.

Çin’de, Rusya’da yaptığı gösterilerde tutuklanma tehlikesi atlattı.

Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına karşı çıktı.

28 Ekim 2024 tarihinde kapatılan Açık Radyo ile dayanışmak için İstanbul’a geldi. 1915’te Ermeni’lere soykırım yapıldı.diye yayım yapan Açık Radyo’nun kapatılmasını protesto ederek Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra’yadestek sundu.

İklim aktivisti Greta aynı konuda Azerbaycan’ı, Dağlık Karabağ’da Ermeni katliamı yapmakla suçlamıştı. Oysa Azerbaycan yıllarca Ermeni işgali altında olan kendi topraklarını kurtarmanın dışında başka hiçbir şey yapmamıştı.

Türkiye’ye geldiğinde küreselci Yeşil Gazete görevlileriyle de bir araya geldi.

Ayrıca İstanbul’da merkezi olan Müslüman feministlerin derneği olan Havle Kadın Derneği’ni de ziyaret etti.

“Havle Kadın”, sosyal medyadan Greta’ya aşağıdaki paylaşımla teşekkür etti.

Müslümanlıkla feminizm asla bir araya gelemeyecek iki kavram…

Emperyalizmin başarısı da işte burada gizlidir. Erkeğin mutlak egemenliğinin kutsandığı bir inançtan feminizm gibi erkek düşmanlığını temel alan bir akım çıkarma becerisine şapka çıkartmak gerekir.

Müslüman kadınlara feminizmin kurtuluş yolunu(!) gösteren bu derneği, küreselciler de çok seviyorlar.

Greta’nın geçtiğimiz yıllarda,Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarını protesto ettiğini yukarıdaki satırlarda belirtmiştim. Türkiye’nin PKK’ya karşı yaptığı sınır ötesi operasyonlara ABD ve AB’nin karşı çıktığı herkesçe malum… Greta’nın Türkiye karşıtı demeçlerini Türkiye’deki Kürtçüler çok sevdiler ve CHP içindekiler hemen harekete geçerek -Kadıköy Belediyesi- bir apartmanın duvarına Greta’nın koskoca resmini çizdirdiler.


Greta, İstanbul’dan sonra Diyarbakır’a giderek Diyarbakır Belediyesi’ni ziyaret etti. Eş Başkan Serra Bucak’ın dediğine göre “Orta Doğu’da ve Kürt coğrafyasında barış ve demokrasi inşasını” konuşmuşlar.


Diyarbakır’dan sonra Van’a geçen Greta, bulunduğu konumu
“Kürdistan”
olarak seçerek yaptığı paylaşımda
“Türkiye’de gerçek dayanışma köprüleri kurmak için Kürt bölgeleri için özerklik ve özyönetim esastır.”
dedi.

Başka şeyler de söyledi.

Söylediklerinin daha iyi anlaşılabilmesi için söylediklerinin tamamını aktarıyorum.

Küresel çete, yapmak istediklerini, taleplerini kitlelere daha iyi benimsetmek için her şeyi kullanıyor. Çocuksu bir masumiyetin arkasına gizlenerek emperyalist planların avukatlığını yarattığı, çocuk kahramanlara(!) yaptırıyor.

Son zamanlarda Kuzey Kürdistan’da seyahat ediyordum ve her türlü geçmişe sahip Kürt insanlarıyla tanıştım. Karşı karşıya kaldıkları mevcut sistematik baskı ve zulmün sayısız hikayesini anlattılar ve katliamlarla dolu bir tarih…

Doğanın tahribi ve sömürülmesi -yasadışı orman kesimleri, madencilik şirketleri için bölgelerin feda edilmesi ve yangınlar gibi- Kürtlere karşı devam eden saldırıların bir parçası olarak kullanılan birçok araçtan biridir. Bu genellikle yerel toplulukların ve biyolojik çaşitliliğin tahribatına ve zorla yerinden edilmeye yol açar. Kültür ve kimliğin silinmesi, devlet şiddeti, siyasi tutuklular, zorla yerinden edilme, ekolojik soykırımlar ve kayıplar, insanların günlük hayatta karşılaştıkları ayrımcılığın yanı sıra kendi kaderini tayin etme ve özgürlük haklarının reddedilmesine dair sadece birkaç örnektir.

Türkiye’de gerçek dayanışma köprüleri kurmak için Kürt bölgeleri için özerklik ve özyönetim esastır. Kürt halkı kendi hayatlarını, kültürlerini ve topluluklarını şekillendirme hakkını hak ediyor. Türkiye, Kürtler ve diğer azınlık gruplarına yönelik tutumunu, haklarını anayasaya koyarak netleştirmelidir. Hükümet, siyasi muhaliflerini susturmak için bir bahane olarak ‘terörizmi’i kullanmaya devam ediyor. On binlerce siyasi olarak aktif birey adil yargılanmadan hapiste kalmaya devam ediyor. AHİM, BM ve Af Örgütü gibi uluslararası örgütler bunu kınadı ve serbest bırakılmaları çağrısında bulundu. Sürdürülebilir bir barış ve adil bir gelecek için Kürtlerin özgürlük ve özerklik haklarına saygı gösterilmeli, Kürdistan’a yönelik vahşi saldırılar sona erdirilmelidir. Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir.

Biĵî Kürdistan…

Çevreci ve doğa dostu Greta, Van’a kadar gitmişken Erzincan İliç’teki altın madenine neden uğramadı acaba?

O altın madeni ki siyanürle altın çıkararak bölgenin havasını, toprağını, suyunu geri dönülmez bir biçimde zehirleyerek milyonlarca insanın hayatını karartıyor.

Greta, ajandasına bu tür maden şirketleriyle mücadele etmeyi koyamaz.

Çünkü o madeni işleten şirket; ABD, Kanada ortaklığıdır.

O, siyanürcü şirkete karşı çıkarsa onu, saçlarından tuttukları gibi bir kenara fırlatırlar.

Greta ancak, Türkiye’de emperyalizm ve siyonizmin planına – Kürt açılımına – destek olmak için onların borazanlığını yapabilir.

Greta’nın ağzından dökülen “ekoloji, yanan ormanlar, yeni anayasa, katliam, özyönetim, özerklik, Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Etme, Kuzey Kürdistan, Biji Kürdistan” gibi lafları dinledikten sonra içimden ‘Zavallı… Küresel sistemin senaryosunu yazdığı bu oyundaki rolünün farkında mı acaba? Üstlendiği bu rolü severek mi oynuyor? Bir gün kullanıldığının farkına varırsa neler hisseder?’ gibi sorular geçiyor aklımdan.

Çocuksu yüzüne bakarak hem kızıyor hem de onun adına üzülüyorum.

Yazar hakkında

Işın Çakırca

Yorum bırak

1  +  4  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.