Yukarıda resmini gördüğünüz Başkan adayım, adeta ibadet eder gibi başkanlık görevlerinden birini icra ediyor.
Başkan adayım yürütmeyi çok sevdiği için şu anda Belediyenin Başkanlığı işini de yürütüyor.
Halkımız onu çok seviyor ve bu yüzden yeniden aday oldu.
Montofon ineğin çok uzaktan taze ot kokusunu alması gibi Başkanımın hassas burnu da yeşil dolarların kokusunu hemen hisseder.
Hissetmesiyle birlikte yeşil, yemyeşil dolarları hemen midesine indirmesi bir olur.
Çok hızlı yediği için ne yazık ki, yemek borusunda bazen tıkanmalar oluyor.
Böyle bir sorunla karşılaştığı zaman özel olarak bu iş için yaptırdığı ittirgeçle dolarları midesine ittirerek bu sorunun üstesinden gelmesini de bilir.
Değerli Başkanımın fotoğrafını, beğendiğim için kapak resmine koydum.
Başkanımın midesi dört bölümlüdür.
- 1. Bölümde dolarlar,
- 2. Bölümde eurolar,
- 3. Bölümde sterlinler
- 4. Bölümde de kripto paralar sindirilir.
Benim başkanımın midesi, Türk Lirası’’nı değersiz ve yararsız olduğu için sindiremez. O yüzden Başkanım ağzına Türk Lirası sürmez.
Benim Başkanım çok güzel yalanlar söyler. Anlattığı masallarla herkesi kendisine hayran bırakır.
Nabza göre şerbet vermekte üstüne yoktur.
Müslümanla konuştuğunda hilafetçidir.
Atatürkçü ile konuştuğunda Nutuk’tan alıntılar yapar.
Bir solcuyla konuştuğunda Deniz Gezmiş’le nasıl eylem yaptığını, Amerikalıları Dolmabahçe’den denize döktüklerini anlatır.
Onun sohbetine katılanlar, adeta orgazm olmuşçasına yanından huzurlu ve mutlu olarak ayrılırlar.
Benim Başkanım aynı zamanda emlak, arazi konusunda da çok iyi bir uzmandır. Türkiye’nin değerli arazilerinin nerelerde yer aldığını ve kimlerin elinde olduğunu bilir. Bu bilgiler ışığında çok isabetli yatırımlar yapar.
Benim Başkanım çok akıllı ve çok yönlü bir insandır.
Sahibi olduğu villaların, köşklerin, yalıların, evlerin birer maketini yaptırdı. Her gece el ayak çekilince evinin hobi odasına geçerek sahibi olduğu evlerin maketlerini bir minik kuş gibi sever, okşar.
Aşağıda gördüğünüz resimde Başkanım, evini ne güzel seviyor!
Allah aşkına son günlerde toplumca ne konuşuyoruz? Türkiye’nin temel sorunlarını masaya yatırdığımızdan, çözüm yolları ürettiğimizden hiç kimse bahsetmesin!
Varsa yoksa Turgut Altınok’un mal varlığı…
Adamın beyan etmediği 600 dairesi varmış.
Adamın babadan kalan yüzlerce arsası, tarlası varmış.
Murat Kurum’un beyan etmediği paraları, pulları varmış.
Varmış da varmış…
Olacak tabii…
Adamlar bal küpünü ellerinde taşıyorlar.
Arada sırada parmak yalamaları çok doğal!
Bir tarafın malları ortaya dökülünce rahatsız olan taraf, karşı cephede yer alanların mal varlıklarını ortaya dökmeye başladılar.
Mansur Yavaş’ın İngiltere’deki evi çıktı ortaya.
İmamoğlu’nun Şirketleri ve üstüne kayıtlı mallar…
Turgut Altınok’un 600 dairesi konuşuluyor.
Ne var canım! Ekrem İmamoğlu’nun da İstanbul’da 1000 dairesi var.
2019 yılında Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir’e aday olduğunda Yeniçağ gazetesi, 1000 daireyi ve Kaz Dağları’nın Edremit Körfezi’ne bakan yamaçlarının İmamoğlu’nun babasının mülkiyetinde olduğunu yazmıştı.
Şimdi dengeler değişti, yeni ittifaklar kuruldu ve yazılanlar unutuldu.
Şu Belediye Başkanlarına bir bakın!
İçlerinde fakir olan bir tane Başkan var mı?
İlaç için bir tane bile olsa, yoktur!
Yeri gelmişken konuyla ilgili bir fıkra anlatayım da biraz gevşeyin.
Yolda iki aslan karşılaşmış.
Aslanlardan biri sıska diğeri de şişkoymuş.
Zayıf olan Aslan, semiz olanı tepeden tırnağa süzdükten sonra:
-Aslan kardeş! Ben bir lokma et bulamıyorum. Açlıktan nerdeyse ölüyorum. Ama sana bakılırsa maşallah ense kulak yerinde… Benim bulamadığım yiyeceği sen nereden buluyorsun?
Demiş.
Semiz olan Aslan bir kahkaha atarak:
– Nereden olacak canım, her gün belediyeye gidip bir adam yiyip keyfime bakıyorum.
Demiş.
Bu cevabın üstüne gözleri fal taşı gibi açılan zayıf Aslan, merakla:
-E, peki, oradakiler seni hiç görmüyorlar mı? Yediğini fark etmiyorlar mı?
– Yok canım! Orada herkes yemeye alıştığından dolayı hiçbir şeyin farkına varmıyorlar.
Benim başkan adayım da aynı semiz Aslan gibidir.
Sessizce, sakince işini görür ve kimseye ne yaptığını fark ettirmez.
O yüzden Turgut Altınok ve Ekrem İmamoğlu gibi acemi adamlara hiç benzemez.
Benim Başkanım her konuda onlara fark atar.
Benim Başkanım gibi bir adam, Türkiye’de bulunmaz, hatta dünyada bulunmaz.
Benim Başkanım bir dünya markasıdır.
Bu yüzden başka bir aday aramadan, gönül rahatlığıyla dört mideli Başkanıma oy vereceğim.
Daha şimdiden Başkanlığı hayırlı olsun!
Başkanıma her şey layıktır!
Yaşasın Başkan!
Benim Başkanımdan daha büyüğü yok!
Abdullah Zeydan’ın Düğün tarihi 14 Ağustos 2004 babası Mustafa Zeydan oğlunun düğün tarihini o güne özel olarak seçtiğini , AKP’nin kuruluş yıldönümü nedeniyle oğlunun düğününü bugüne denk getirdiğini ve çifte mutluluğu bir arada yaşadıklarını söylemişti…