Medya

Şeyh Sait, Ağalık, Aşiret…

Şeyh Sait taraftarları, Yeni Osmanlı’nın elemanlarıdırlar.

Şeyh Sait konusu Türkiye’nin gündeminde daha uzun bir süre konuşulacak gibi görünüyor. Çünkü toplum olarak geleceğe nasıl adım atacağımızın kararını şu önümüzdeki birkaç yıl içinde alacağız.

Şeyh Sait, 1925 yılından, yaklaşık 100 yıl öncesinden kalktı, geldi ve AK Parti’yi, DEM Parti’yi, Hizbullahçı Hüda-Par’ı, biraz utangaç, çokça oportünist olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i birleştirdi. Bu cephede yer alan bazı şaşkın solcuları, liboşları saymadım bile.

Yani kısaca söyleyecek olursak; dincilerle Kürtçüler, emperyalizmin senaryosunu yazdığı yeni Osmanlı oyununda rol alma isteklerini açıkça beyan ettiler ve kahramanlarına cesaretle sahip çıktılar.

Amed Emek ve Demokrasi Platformu bir açıklama yaparak Şeyh Sait’e sahip çıktı. Açıklama metninin altında DEM Parti çevresinde yer alanların imzaları vardı. İngiliz işbirlikçisi Sait’i eleştirenleri, “Irkçı-Şovenist” olmakla suçladılar. Açılan Kürtçe pankartta ise, “Kirli dilinizle Kürt halkının değerlerine dil uzatmayın.” yazıyordu. Yapılan açıklamadan, adı geçen bulvara Şeyh Sait adının Osman Baydemir döneminde verildiğini dile getirdiler.

İYİ Parti, Şeyh Sait’i eleştirince aynı partinin İstanbul milletvekili Salim Ensarioğlu partisinden istifa etti.

Salim Ensarioğlu istifa edince Diyarbakır İyi Parti İl Başkanı olan oğlu, Vejdin Ensarioğlu ve 17 ilçe başkanı da istifa etti.

Salim Ensarioğlu, oğul Vejdin Ensarioğlu ve 17 ilçe başkanı istifa eder de parti üyeleri durur mu?

Durmadılar.

Tam 12 bin 750 kişi, Diyarbakır İYİ Parti üyeliğinden istifa ettiler.

Yaptıkları basın açıklamasında, “hak, hukuk, adalet, demokrasi, falan, filan” dedikten sonra “Biz Şeyhimize toz kondurmayız, Şeyhimize dil uzatanlara haddini bildiririz ve de naaşlara bile saygısı ve tahammülü olmayanlara hatırlatmak isteriz. 21’inci yüzyıldayız, siyaset ve bölge büyüğümüz, kıymetlimiz Salim Ensarioğlu’nun olmadığı bir yerde bizim varlığımız söz konusu olamaz.” dediler.

Açıklamadaki şu “naaş” kelimesine takıldım ben. Naaş, “Ölen insanın vücudu, ceset” demek. Tartışmada taraf olan hiç kimse Şeyh Sait’in vücudunu tartışmıyor. Tartışmaya konu olan şey, onun dedikleri ve yaptıklarıdır. Yaptıklarıyla, söyledikleriyle tarihe ait olmuş kişiler her zaman tartışma konusu olmuşlardır. Şeyh Sait de onlardan biridir. Dini dokunulmazlığı olduğu öne sürülen peygamberler bile bu eleştiri oklarından kurtulamamışlardır ki Şeyh kurtulsun.

Şeyh sevdalısı Salim Ensarioğlu; ne büyük, ne etkili bir adammış ki, bir konuda tavır alınca ona inanan ve ondan etkilenen yaklaşık 13 bin kişi, şak diye istifalarını basmışlar.

İstifa eden 13 bin kişinin yaptığı açıklamada, “siyaset ve bölge büyüğümüz, kıymetlimiz” diye tanımlanan Salim Ensarioğlu, aslında bir aşiret reisidir.

Salim Ensarioğlu, elini şöyle bir salladı ve 12 bin 750 adamı harekete geçti.

Ortada 12 bin 751 kişi var. Sadece bir kişinin iradesi, kendine dair bir fikri, kendi kararı var. O kişi de Salim Ensarioğlu’dur. Diğer 12 bin 750 kişi tuzluktur, sandalyedir, kalemdir, korkuluktur.

21. yüzyılda Kürt aşiret reislerinin adları değişti,

Artık onlara Kanaat Önderi diyorlar.

Solcular bile artık onları bu sıfatla tanımlıyorlar.

Türkiye’nin gündeminde yerel seçimler var.

Alın size konuyla ilgili bir haber; yer Diyarbakır, haberin veriliş tarihi, 30 Nisan 2018, haberi veren Diyarbakır Gazetesi.

Diyarbakır’daki zihniyetin ve koşulların nasıl olduğunun anlaşılması için affınıza sığınarak alıntıyı biraz uzunca tuttum.

Bağışlayınız.

Seçim startı verilir verilmez Aşiret reisleri hemen aday adaylıklarını açıklamaya başladı. Bölgenin Kanaat önderlerinden 56 çocuklu 300 torunlu Hamo Ağa Lakaplı Mehmet aslanın oğlu Tahsin Arslan 24 Haziran seçimlerinde AK Partiden Aday adaylığını açıklayarak başvurusunu yaptı. Hep AK Parti saflarında olduğunu söyleyen, birçok kan davasında barışa imza atan ve birçok kan davasını barışla çözen, Lale ailesinin lideri İbrahim Lale Bir basın açıklamasıyla STK temsilcileri ve kanaat önderlerini yanına alarak AK Partiden aday adaylığını açıkladı. Diyarbakır’ın tanımış aşiret reislerinden Salim Ensarioğlu da İYİ Partiden aday olacağını açıkladı, Bir zamanlar Demirel’n yanında saf tutan ve o dönemde Milletvekili olan ve Bakanlık yapan Salim Ensarioğlu da adaylığını açıladı. Şu anda AK Partiden Milletvekili olan ve hala Milletvekilliği Devam Eden Galip Ensarioğlu AK Partiden aday olursa iki aşiret reisinin arasındaki seçim propagandası da çok çekişmeli geçecek…

Nasıl, iyi mi?

Alıntıdaki yazım yanlışlarının nedenini; haberi yazanın cehaletine mi, ya da bir Kürt milliyetçisinin Türkçe düşmanlığına mı bağlayacağıma bir türlü karar veremediğimden ötürü karar vermeyi size bırakıyorum..

11 satırlık alıntıda neler yok ki…

56 çocuklu, 300 torunlu “Hamo Ağa” lakaplı Mehmet Aslan.

Ben soyadını, “Aslan” diye yazdım. Aslan mı, Arslan mı olduğuna bir türlü karar veremedim.

Baba Aslan, oğlu da “Arslan” olmuş.

Nazım’ın, “Ben babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim.” diyor ya, oğul da soyadına bir “r” harfi alarak babasını geçti herhalde.

Sahi! Şu her konuda basın açıklaması yapan feminist kadın örgütleri ve özgürlüğe, demokrasiye düşkün Kürt kadınları bu konuyla ilgili neden bir açıklama yapıp bu durumu kınamıyorlar?

56 çocuğu bir kadının doğurması olanaksızdır.

Tavşan bile olsa zor!

Oturdum, konuyu araştırdım ve Hamo Ağa’nın 5 karısı olduğunu öğrendim.

Demek ki Hamo Ağa’mız, çok eşli evlilik modelini uyguluyor.

Bu durumdan, “Çok eşli evlilik; demokrasiye, insan haklarına, kadın haklarına çok uygun bir aile modelidir.” sonucunu çıkarabiliriz.

Çıkarabiliriz çünkü, arama motorlarında Ağa’mızla ilgili birçok haber var. Bunların hepsi sempati haberleri. Ağa’nın ailesine, “Türkiye’nin en kalabalık ailesi” ünvanını bizim medyamız vermiş. Yeni aile modelimiz, Hamo Ağa Modeli. Yeni Osmanlı’ya doğru hızla giderken “çok eşli, çok çocuklu ve çok torunlu” model esas alınıyor. Bu yüzden olsa gerek eski İçişleri Bakanı Soylu bile Hamo Ağa’nın ayağına kadar gidip polis olan torununu evlendirmiş.

Hamo Ağa’mız AK Partili…

Bir oğlu AK Parti Milletvekili…

Hamo Ağa Ramazan ayında bir iftar yemeği vermiş. Bu yemeğe Diyarbakır valisi, iş adamları, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluş yöneticileri, Kuran Kursu Talebeleri, medrese öğrencileri ve bu dini kurumlarda çalışan hocalar katılmışlar. Aşağıdaki iftar yemeğinin fotoğrafıdır, davete 3 bin kişi icabet etmiş.

Ağa’mızın parası çok.

Parasını, pulunu kanaat önderlerine, medrese öğrencilerine, hocalarına, devlet büyüklerine yediriyor.

Gönlü bol adam.

Devletten bile güçlü adam.

Bölgede birbirleriyle husumetli ve kan davalı ailelerin yüzlercesini barıştırarak bölgeye huzur ve barış ortamını getirmiş ve devletten “Barış Elçisi Plaketi” almış bir adamdır.

AW079060

AK Partili Hamo Ağa’nın “Barış Elçisi” olmasından bir “barış” fanatiği olan DEM Parti’nin de memnun olduğuna inanıyorum.

Çünkü bu konularla ilgili olarak DEM Parti’nin ve solcularımızın bir açıklamasına daha henüz tanık olamadım.

“Canım ne var? 56 çocuklu, 300 torunlu Hamo Ağa, Türkiye’nin bir numaralı sorunu mu? Bırak allasen, daha başka, daha ciddi işlerle uğraş!” diyenler çıkabilir.

Ben de onlara, özellikle Suriyeli Arapların Türkiye’ye getirilmesinden sonra çok eşli evliliklerin bu illerde rekor seviyede arttığını, 18 yaşından küçük kız çocuklarının doğum oranlarının Sağlık Bakanlığı tarafından gizli tutulduğunu ve bu durumun ülkede giderek meşrulaşmaya başladığını söylerim. Son olarak Afyon’da 13 yaşındaki kız çocuğunun 25 yaşındaki bir erkeğe nişanlanma töreninin basına yansımasından sonra köylülerin, “Ne var bunda canım! Buralarda tüm evlilikler bu yaşlarda yapılıyor.” demeleri, acı bir gerçeği yansıtıyor.

Türkiye, adım adım çağ dışı bir yaşam şekline doğru itiliyor.

Doğu, Güneydoğu illerinde iktidardaki parti devlet olanaklarını da kullanarak aşiret reislerine milletvekilliği, makam, maddi menfaat sağlayarak onları iktidarının bir parçası haline getiriyor. Böylece siyasal iktidar açısından bir kişinin satın alınmasıyla sayıları on binleri bulan kişinin aynı amaca yönlenmesi daha kolay oluyor. Diyarbakır’daki Ensarioğlu aşiretinde gördüğümüz gibi, kazanan partilerle birlikte hareket etmesi ve her zaman kazanan taraf olması Türkiye’nin bir gerçeğidir. Türkiye’de iktidara yürüyen tüm partiler, her seçimde aşiret reislerini kapma yarışına giriyorlar. İktidar yanlısı ve dinci partilerin yandaşı olan aşiret reisleri olduğu gibi rejime muhalif gibi davranan ayrılıkçı Kürt hareketini destekleyen aşiretler de var. Bu aşiretler, Adana’daki ABD konsolusluğu ile irtibatlı çalışıyorlar.

Suriye’ye, Irak’a ve İran’a baktığımızda bu ülkelerde Arap ve Kürt aşiretlerini görüyoruz. Bu üç ülkedeki yönetici sınıflarla, adını saydığımız aşiretler ve emperyalist ülkelerin istihbarat servisleri arasında bitmek bilmeyen maddi ve siyasi pazarlıklar, anlaşmalar yapılıyor. Konumuzla ilgili olarak geçen aylarda Suriye’nin kuzeyinde YPG ile Arap aşiretleri arasında silahlı çatışmalar yaşanmıştı. Sayıca daha fazla olan Arapları, kurulan devleti desteklemeleri için Arap aşiret reislerine ABD yüklü olarak para ödüyor. Silahlı çatışmalar sona erdiğine göre Arap aşiret reisleri, dolarla ikna edildiler demek ki.

Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde de Suriye’de olduğu gibi yabancı istihbarat servisleri cirit atıyorlar. Amerikan, İngiliz ve Alman vakıfları, tarikat ve cemaatleri, Ayrılıkçı Kürt hareketini yönlendiriyorlar. Maddi bakımdan destekliyorlar.

Türkiye’de hiçbir siyasi hareket, feodalizmin kurumları olan tarikat, cemaat, ağalık, şıhlık, melelik, aşiret gibi kurumları karşısına alıp mücadele etmiyor. Solun 1960- 1970 yılları döneminde karşı çıktığı ağalık kurumu, bugün göklere çıkarılıyor. Sol, ağalık kurumuyla, feodalizmle olan mücadelesini askıya aldı. Ağalar, kanaat önderi sıfatıyla itibar kazandılar. Ağalık, şeyhlik, tarikat ve her türlü çağ dışı kurum, kapitalizmin, siyonizmin bataklığında boy verir. Adım adım şeriata doğru gittiğimiz bu günlerde Şeyh Sait’in, Seyit Rıza’nın yıldızının parlatılması içinden geçtiğimiz süreçle ilgilidir. Şeyh Sait’in, Seyit Rıza’nın ipine tutup onu savunanalar; emperyalizmin, siyonizmin ve Türkiye’deki ortaklarının dostlarıdırlar.

ETİKET:Şeyh Sait, Salim Ensarioğlu, Hamo Ağa

Yazar hakkında

Candan Yılmaz

Yorum bırak

  ⁄  7  =  1

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.