Ünlü kantocu Nurhan Damcıoğlu sahneye bir ok gibi fırlayarak sahnenin ortasında yer aldıktan sonra eteklerini yellendirerek dans ederken “Yangın vaaaar! Yangın vaaar!” diye bağırır ve arkadan gelen Davudi bir erkek sesi, “Neredee” diye soru sorar. Damcıoğlu da bu soruya, “Beyoğlu’nda, Şişli’de” diyerek semtleri sıralarken dansına devam ederdi.
Damcıoğlu danslarıyla, söylediği neşeli kantolarıyla yaşamımıza her zaman renk katardı.
Nurhan Hanım, “Yangın Var!” kantosunu bugünlerde bir muhalif kanalda söyleseydi kanalın kapanmasına neden olurdu…
“Nasıl yani?” diye soru soracaklara hemen açıklayayım.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) yaptığı son toplantısında FOX TV, KRT, Tele 1, Haber Turk, Halk TV ve TR35 kanallarına ceza yağdırdı. Verilen cezalar genellikle ülkemizde çıkan yangınlarla ilgili haber yapmaları üzerine verildi.
Devleti yönetenler, “THK uçaklarının hangarlarda çürütülmesi, Devletin sadece 2 tane yangın söndürme uçağı olduğu halde Cumhurbaşkanlığının tamı tamına 13 uçağının olması, yangınlara gerekli müdahalelerin yapılmaması” haberlerine çok kızdılar ve hemen devreye RTÜK’ü soktular.
“Siz misiniz şom ağızlılık yapan?” diyerek bastılar cezayı.
Eskiden, çok çok eskiden Ulu Hakan Abdülhamit Han Hazretleri zamanında, “burun, Yıldız…” demek yasaktı. Bu sözcükleri ulu orta söyleyenler hapsi boylardı.
Abdülhamit Han Hazretlerinin burnu kocaman olduğundan ve kendisi Yıldız Sarayı’nda oturduğundan dolayı bu sözcükler çok sakıncalıydı.
Gel zaman git zaman yine Osmanlı oluverdik. Osmanlı olunca da sakıncalı sözcükler çıktı ortaya. “Yangın var!” demek sakıncalı sayıldı.
Memleketin itibarını düşüren, Sayın yöneticilerimiz hakkında “kötü, olumsuz, şüphe yaratacak” haberlerin verilmemesi gerektiğine biz de can- ı gönülden inanıyoruz. Basın Ahlak Yasaları ve sorumlu gazetecilik ilkeleri bizi sımsıkı bağlar. Bu anlamda RTÜK’ün istediği tarzda bir yangın haberi veriyoruz. Hazırladığımız bu haberi okuyan müzmin muhalif gazeteciler yangın haberlerinin nasıl yapılacağını öğrenerek bizden birazcık feyz alırlar:
Yangın Vaar!
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin milletimiz tarafından benimsenmesiyle birlikte uluslararası başarılara durmadan imza üstüne imza atıyoruz. Bütün ülkeler bizi çok kıskanıyor. Almanya çatlıyor. Fransa’nın dibi düştü. Macron, millet içine çıkamaz oldu. Dünyada kasırgalar estiren Covid-19’un olumsuz etkisine rağmen %7,5 büyüme gerçekleştirdik.
Bütün dünyada ekonomik krizden, en çok turizm sektörünün etkilenmesine rağmen Allah’a şükürler olsun ki bizim sektörümüz hiç etkilenmedi. Başkan Erdoğan, Putin’i arayarak onu ikna edince turistleri uçaklara doldurup hemen bize gönderdi.
Güneşi gören Nataşalar kendilerini Akdeniz’in serin sularına attılar. Yüzdüler, yüzdüler, muza binip tur attılar, yetmedi kahkaha attılar ve her türlü aktiviteye katılınca da zamanın nasıl geçtiğini anlayamadılar.
İş böyle olunca güneşin olumsuz etkilerine gün boyu maruz kalan Rus turistler yandıklarını hiç fark etmediler.
Ama devletimiz hiç uyumuyordu ve her zaman uyanıktı.
Turistlerin feci halde yandığı haberini alan yöre valimiz hemen helikopterleri harekete geçirdi.
Denizin açıklarında su yüklenen helikopterler sularını plajda güneşlenen Rus turistlerin üzerine boşalttılar.
Baştan neye uğradıklarını şaşıran turistler, bu serinleten hoş sürpriz karşısında sevinç çığlıkları attılar. Hep birden; “Budte zdorovy Erdoğan!” diye slogan attılar. Bu gösterilere plajda çalışan yerli görevliler de katıldılar.
Plajda güneşlenirken çok faktörlü güneş kremlerini sürmeyen Rus turistlerin imdadına, valinin yanı sıra yörede yaşayan Yörükler de yetişti…
Yörükler, keçi sütünden yaptıkları organik yoğurtları bizzat turistlerin sırtlarına sürdüler. Buz gibi yoğurdun hemen derideki harareti söndürmesi üzerine turistler çok mutlu oldular.
Erkek turistler ise akşam olunca içlerindeki yangını barda buz gibi soğuk votkaları içerek söndürdüler.
Akdeniz kıyılarında görülen yangın olayları sadece bundan ibarettir. Ormanlarda her hangi kötü bir olay olmamıştır. Aksini söyleyenler gaflet içindedirler. Milletin birlik ve beraberliğine çomak sokmak kimseye bir fayda sağlamaz. Böyle ucuz ve yalan haber üretmekle hiçbir yere varılmaz. Milletimiz bu zihniyette olanlara pirim vermediği gibi onları tertipleriyle baş başa bırakmasını da bilecektir. Yalan haber yapanlar hakkında Cumhuriyet Savcılıkları soruşturma açmaya başlamış olup memlekette her şey normal seyrinde gitmektedir.
Yangın, iktidara gelme umudunu kaybetmiş muhalefetin cephesindedir. Onların içindeki bu yangını söndürmeye dünyanın hiçbir itfaiyenin gücü yetmez.