Aynı anda yurdun 21 noktasında başlayan orman yangınları konusunda Cumhuriyet savcıları soruşturma açmaya karar vermişler.
Bir yerde orman yaktığı iddia edilen iki çocuk göz altına alınmış.
Medyanın verdiği habere göre; çocuklar ormanda oyun oynarlarken yerde bir çakmak bulmuşlar. Çakmağın çalışıp çalışmadığına bakarlarken nasıl olmuşsa olmuş birdenbire orman alev almış ve yangını böylece başlamış.
Verilen haberler böyle diyor.
Olayın kendisi, medyanın anlattığı gibi olsa bile diğer 20 yangının çıkış nedenini açıklamaz.
Suçluyu aramak için uzağa gitmeye gerek yok!
Suçlu yanı başımızda duruyor.
Üstelik de suç listesi bir hayli kabarık.
PKK, 90’lı yıllardan beri ormanlarımızı yakıyor.
Son yıllarda bu “eylemlerini” iyice arttırdı.
Kendilerine karşı yapılan askeri eylemlere yanıt olarak orman yakıyorlar. Çözüm masasına oturmayan, isteklerini yerine getirmeyen “Faşist TC’yi cezalandırdıklarını” öne sürüyorlar.
“Ateşin Çocukları İnisiyatifi” adlı PKK’nın yan kuruluşu, kamuoyuna yaptıkları açıklamayla 2019 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında çıkan 27 yangını üstlenmişlerdi.
“11 Temmuz: Muğla’nın Fethiye ilçesinde ormanlık alan yakıldı.
21 Temmuz: Aydın’ın Nazilli ilçesinde 6 hektarlık ormanlık alan yakıldı.
22 Temmuz: İstanbul’un Şile ilçesinde ormanlık alan yakıldı.
22 Temmuz: Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde ormanlık alan yakıldı.
24 Temmuz: Manisa’nın Soma ilçesinde ormanlık alan yakıldı.
4 Ağustos: İzmir’in Foça ilçesinde 4 hektarlık alan yakıldı.
7 Ağustos: Muğla’nın Bodrum ilçesi ve Mumcular mevkiinde ormanlık alanlar yakıldı.
10 Ağustos: Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde 100 hektarlık alan yakıldı…”
Açıklanan listedeki yerleşim yerleri; Bursa, Antalya, Afyonkarahisar, Mersin, İstanbul Pendik, Balıkesir, İzmir Selçuk, İzmir Menderes diye devam ediyor.
Yurdun her yeri ateşe verdiği halde, olayı PKK’nın sahiplenmesi medyada o dönemde yer almamıştı.
Bir iki küçük haber sitesinin dışında hiç kimse bu sahiplenmeyi duymadı.
Medya susuyordu.
Partiler, dernekler susuyordu.
Yeşiller susuyordu.
Doğa sevenler susuyordu.
Yangınlarda, doğada yaşayan böcekler, hayvanlar cayır cayır yanarlarken hayvan hakları savunucuları susuyorlardı.
Köşe yazarları, bu ülkenin aydınları susuyorlardı.
Haklarını yemeyelim. Susmayan iki kişi vardı.
HDP Milletvekilleri, Ahmet Şık ve Hüda Kaya…
Onlar, konuşarak bu zulme karşı çıktılar.
13 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul – Aydos ormanlarında yangın çıkmıştı. İstanbul Valiliği, orman yangınının 2 çocuğun arazide buldukları çakmağı denemek üzere kağıt yakmaları sonucu çıktığını öne sürmüştü.
Çakmakla oynayan iki yaramaz çocuk yine karşımıza çıktı. Devlet yetkililerinin bahane bulmak için biraz yaratıcı olmaları gerekir. Her yangının suçunu iki yaramaz çocuğun üstüne atmaları kabak tadı vermeye başladı.
Türkiye’nin her tarafını gezen, çakmak bulup yangın çıkaran yaramaz çocukları yakalayıp kulaklarını çekerek onlara devlet otoritesinin gücünü hissettirsin.
Devletin akıllara ziyan açıklamalarını bir kenara koyarsak yangını Halkların Birleşik İntikam Milisleri (HBİM) tarafından sahiplenildi.
Bu duruma çok sinirlenen Ahmet Şık, sosyal medya hesabından açıklama yaparak; “Ağaca, suya doğaya saldırmak da halka düşman olmaktır.” dedi.
Ahmet Şık konuşur da HDP Milletvekili Hüda Kaya hiç durur mu?
O da sosyal medya hesabından şöyle haykırdı:
“Bu çirkin suçu işleyenler halkların değil rantların kontra milisi olabilirler ancak. Kınıyorum. Savaşlar insanların savaşı, doğanın değil. Ormanlara, hayvanlara dokunmasın! Cudi, Dersim ormanlarını yakmak da Muğla, İstanbul ormanlarını yakmak da suçtur.”
Dedi de ne oldu?
Hüda Kaya, PKK’nın legal partisinde Milletvekili olarak politika yapmaya devam ediyor.
Ahmet Şık’ı sorarsanız, bu orman yakma “eylemleri” etkili mi oldu bilinmez HDP’den istifa edip, HDP’nin kurdurduğu Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) geçti. Şimdi yeni adresi orası…
HDP’de politika bu çerçevede yapılırken sol partiler ise bu konuya nasıl bakıyorlardı?
PKK orman yakıp olayı üstlenirken Türkiye Komünist Partisi de haberi kendi sitesinde şöyle vermişti.
Haberde yorum yok! Karşıt bir cümle yok!
Haberi çok tarafsız (!) vermişler.
Bizim memleketin solcuları 1965 yılından beri Kürt milliyetçiliğinin tutsağı.
Beyinlerini, her türlü etnik milliyetçiliğe ipotek etmişler.
Ağızlarını açıp tek bir laf bile edemiyorlar.
Ağacı, kurdu, kuşu, evleri, barkları, insanları yakan bu vahşet örgütü karşısında el pençe divan durmuşlar.
Yıl 2019, 2020, 2021; PKK ormanları, evleri, insanları yakmaya devam ediyor.
Solcular susuyor.
Sağcılar susuyor.
Atatürkçüler susuyor.
Çevreciler, hayvanseverler susuyor.
Kimse gerçeklerden konuşmuyor.
Bu günlerde medyada Türk Hava Kurumu’nun uçakları, yangına geç müdahale, yöneticilerin basiretsizliği gibi ikincil konular konuşularak gerçek suçlular gizleniyor.
PKK’nın çirkin yüzünün görülmesi istenmiyor.
Havaların sıcak olduğu bu günlerde her yerden yangın haberleri alıyoruz.
Çok üzülüyoruz.
Yurdun dört bir tarafında çıkan yangınlarda insanların umutları, gelecekleri, hayatları kül oluyor.
