Medya

Domuzlar Marinaya İndi

Zenginliklere çöken çökene…

Yurdumuzda Akdeniz ve Ege kıyıları, son 50 – 60 yılda çok göç aldı. Ege’nin küçük kıyı kasabaları, köyleri gelenlerle birlikte milyonluk kentlere dönüştüler. Bu kadar hızlı kentleşme, altyapı sorunlarını da beraberinde getirdi. Salgın yüzünden eve kapanma kararını alınınca insanlar akın akın Ege’ye gittiler. Bodrum’a nüfusundan 5 kat daha fazla insan yığıldı.

Zavallı Belediye Başkanı, Bu kadar insanla nasıl başa çıkacağım, üstelik yeterli suyum da yok!” diyerek saçını başını yoldu.

Kalabalıklar… kalabalıklar…

Bodrum’un sokakları, caddeleri İstanbul’a dönüştü. Trafik tıkandı.

İnsanlar kısa zamanda büyük kentin sorunları ile yeniden buluştular.

Bu arada, Bodrum’a yalnızca insanlar gitmedi.

Muğla’nın dağlarında, ormanlarında yiyecek bulamayan domuzlar da gitti.

Bu kadar insanın olduğu yerde domuzun ne işi var demeyin.

Bildiğiniz gibi insanın gittiği her yerde mutlaka çöp de olur.

Beslenmede pek titiz olmayıp ne bulursa yiyen domuzlar, uzaktan çöpün kokusunu alınca, gece kente inmişler.

İHA’nın verdiği habere göre, “…kilometrelerce yol yürüyüp gelen domuz sürüsü marina keyfi” yapmış. Yaklaşık 20 domuzdan oluşan grup, bölgede yiyecek ve su aramış. Domuzları görüntüleyen bir vatandaş, “Her yere indiklerini gördük de buraya indiklerini ilk defa görüyorum. Burası Bodrum Marina…” demiş.

Zavallı domuzlar, Bodrum Marina’dan gelen pis kokuları alınca Buradan bize de ekmek çıkar” diye düşünmüş olmalılar.

Ne büyük yanılgı…

Gerçek domuzlar, İnsanoğlunun içindeki bazı domuzların yanında Van kedisi gibi ak pak kalır.

Marina’da domuzlar gelmeden çok öncesi, her şey silinip süpürüldüğünden onlara bir şey kalmamış.

Zavallı domuzlar, karınları aç, geldikleri gibi ormana geri dönmek zorunda kalmışlar.

Cahil domuzların gidip, eli boş döndükleri Yalıkavak Marina, bu ara cümle alemin dilinde…

Herkes onu konuşuyor.

Milli kahramanımız” Sedat Peker, izlenme rekorları kıran videolarında “…Mehmet Ağar, Yalıkavak Marina’ya çöktü” dedi.

Yani Türkçe meali, “el koydu”…

Sayın Mehmet Ağar Yalıkavak Marina için ne demiş?

Burası Türkiye’nin döviz basan makinesidir. Buraya prensler, krallar, devlet liderleri yatlarıyla gelir. Biz burada olmazsak mafya buraya çöker.”

Mafyadan daha atik davranarak vatanın bu güzide yerine Mehmet Ağamız, Sedat Peker’in deyişiyle “çökmüş”.

Böylece vatana, millete büyük bir hizmette bulunmuş.

Yoksa, krallara, prenslere, dünyanın liderlerine rezil olurduk.

Zaten Sayın Mehmet Ağar’dan da başka türlü bir davranış bekleyemezdik. Bu hamlesiyle gözlerimizi yaşarttı doğrusu…

Yalıkavak Marina’ya çöken çökene… Milli Emlak’a ait 400 dönüm arazinin üstüne 1995 yılında Memleketin büyük iş adamlarından Yahudi Jak Kamhi’nin oğlu Cefi Kamhi, 49 yıllığına çökmüş”.

İş bilen yatırımcımız, Marina’ya otel, AVM, eğlence alanları gibi tesisleri yaptırmış. Cefi, Marina’yı bir dünya markası haline getirerek ülke turizmine büyük hizmette bulunmuş. Fakat zamanla işleri iyi gitmeyince Marina’yı Azerbaycanlı iş adamı Mübariz Mansimov’a 2011’de satmış.

Mansimov, dünya deniz taşımacılığında ilk 5’e giren şirketlerin sahibi bir işadamı…

Dolar milyarderi Mansimov, bu kadar parayı nereden bulmuş?

Bu sorunun yanıtını bulmak için Azerbaycan’a bir göz atmakta fayda var.

Dünyaca ünlü Forbes dergisi 2007 yılında verdiği habere göre bu işadamı, 129 gemisiyle Azrbaycan ve Rus petrolünü dünya limanlarına taşıyormuş. En büyük müşterisi de BP’miş.

Allah, Mübariz kuluna “Yürü ya kulum” deyince Azerbaycan Devlet Şirketi SOKAR’ın 10 yıl boyunca petrolünü taşıma işini de almış. Şirketlerinde ise 28 bin kişi çalışıyor.

Mansimov, Sovyet döneminde orduda subay olarak çalışıyordu. Ordudan istifa ederek ticarete atıldı. Hakkında bir zamanlar KGB Ajanı olduğu iddiası ortaya atılmıştı. Hem Rusya’da hem de Azerbaycan’da büyük ihaleler alıp kısa zamanda dolar milyarderi olması bu iddiaları kuvvetlendiriyordu.

Sonradan ne olduysa oldu, Mübariz Mansimov’un Rus ve Azeri oligarklarla arasına kara kedi girdi ve mahkemelik oldu.

Aynı zamanda Türk vatandaşı da olan Mansimov,’un Türkiye’de de yatırımları oldu. Birçok alanda faaliyette bulununca dikkatleri üstüne çekti. Kafkaslarda her ne kadar oligarklarla iş tutmuş olsa da Türkiye’nin oligarkları karşısında çok tecrübesiz sayılırdı. Nitekim FETÖ’nün gözden düştüğü zamanda alnına vurulan “Fetöcü” damgasıyla kendisini mapushanede buldu. Öyle oldu, böyle oldu derken Marina elinden uçtu gitti. Yılların kurt politikacısı Mehmet Ağar, gökte uçan Marina kuşunu görünce; “Zavallı Marina kuşu, seni bu memlekette yaşatmazlar, seni bir mafya kapar ve yutar.” diyerek bir hamlede kuşu yakalayıp vatan, millet adına sahiplenmiş.

Şom ağızlı Sedat Peker, Ağar’ın bu hamlesine “çöktü” diyor.

Bu arada Sayın Ahmet Davutoğlu, TBMM’nin kapısı önünde “temiz eller hareketini” başlatarak “Başta Yalıkavak Marina olmak üzere el konulmuş mülkler kamulaştırılmalıdır.” dedi.

Bu cümlenin ifade ettiği anlamı kayıtsız şartsız desteklemekle beraber içime bir kurt düştü.

Elleri kirli olanlar temiz işleri nasıl yapacaklar?

Her zaman olduğu gibi yine oyuna mı getiriliyoruz yoksa?

Susurluk’ta az mı teneke çalıp sokaklarda bağırmadık.

Ne oldu? Sonu hüsran!

Sonuçta; Yalıkavak Marina, gördüğüm kadarıyla daha çok su kaldırdığı gibi önümüzdeki günlerde Bodrum’da diz kırıp, çökme hareketi yapanlara çok tanık olacağız.

Yazar hakkında

Yağmur Bayraktar

Yorum bırak

9  ×  1  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.