Medya Sanat

Kavuk Kime Yakışır?

Marifet kavukta mı yoksa küreselcilerde mi?

Kavuk; Osmanlı döneminde giyilmiş olan ve birçok türleri bulunan, pamuktan yapılmış, üzerine sarık dolanan erkek başlığıdır. Biz kavuğu daha çok Nasrettin Hoca’dan biliriz, tanırız. İlkokul yıllarında okuduğumuz bir Nasrettin Hoca fıkrasında, Arapça bir yazıyı okuyamayan Hoca’yı paylayan adama,

Marifet kavuktaysa al kavuğu sen oku.

diye verdiği yanıtla kavuk sözcüğü, bilgi dağarcığımızda yerini almıştı.

Bilindiği gibi tiyatro sanatçısı İsmail Dümbüllü, ustası Kel Hasan’dan devraldığı fes ve kavuğunu Münir Özkul’a,  Münir Özkul Ferhan Şensoy’a, Ferhan Şensoy da Rasim Öztekin’e devretmişti. Kalp rahatsızlığından ötürü sahneye çıkamayan Öztekin, kavuğunu bir sanatçıya devredeceğini açıklamasıyla birlikte Türkiye’de bir tartışma başladı ki hiç sormayın. Herkes kendi fikrince kavuğa layık sanatçı adayının ismini ortaya attı. Söylenen adaylar arasında parmaklar daha çok Şevket Çoruh’u gösteriyordu.

Türkiye’de her şeye maydanoz olan Amerika, küresel boyutta faaliyet yürüten ‘sivil toplum kuruluşu’ Change.org’u harekete geçirdi. Sam Amca’nın verdiği bir talimatla Change.org Türkiye şubesi, “Kavuk, bir kadın oyuncuya verilsin.” kampanyası başlattı. İmza verenler arasında medya, sinema dünyasından tanıdığımız büyük sanatçılarımız(!)  da vardı. Demet Akbağ, Gülse Birsel, Sumru Yavrucuk, Perran Kutman, Asuman Dabak, Ezgi Mola, Gupse Özay, Yasemin Yalçın ve daha ismini sayamadığım 1300 kişi iftihar listesinde yerlerini aldılar. Kampanyanın başını da yönetmen Ezel Akay çekiyordu. Açıklama metninde şöyle deniliyordu:

Dümbüllü kavuğu hep erkek oyuncular arasında elden ele geziyor.Ama bunu hak eden birçok kadın oyuncumuz var. Bir sonraki kavuğun bir kadın oyuncuya devredilmesi en azından oyuncular arasında kadın- erkek eşitliğinin olduğunu gösterir.

Kavuk, bir erkek başlığıdır. Tarihte kavuk hep erkeğin başına konmuştur. Cehaletime verin, bu yaşa geldim,  başında kavukla dolanan ne bir kadın gördüm ne de duydum. Kadınların kavuğa benzer başlıkları vardır ama ona kavuk demezler. Her birinin farklı adı ve özelliği vardır.

Tülüat sanatında, orta oyununda erkek oyuncunun oynadığı oyunda kavuklu tipi vardır ve kavuk giyer. Bu yüzden kavuk, “…hep erkek oyuncular arasında elden ele gezer.” Bu durumda yanlış bir şey yoktur. Yanlış olan feminizmin bitmez tükenmez erkek düşmanlığıdır. Erkeğin yaptığı her işi yapmaya soyunan feministler, başlarına bir de kavuğu geçirirlerse “…en azından kadın- erkek eşitliğini” sağlamış olacaklarını söylüyorlar. Erkeklere ait her türlü kavramı, sözcüğü belleklerden silmek isteyen bu çevrelerin bir erkek başlığını sahiplenmek istemeleri tuhaftır. Bayan sözcüğü, bay kökünden türediği için -ki esasında “bay” zengin demektir- bu sözcükten nefret eden feministlerin bir erkek başlığını sahiplenmek istemeleri garipsenecek bir durumdur. Başlarına erkek başlığı geçirmek isteyen feministlere bir önerim var. Örneğin asker kepine ne dersiniz?  Başınıza asker kepi takıp aynı erkeklerin yaptığı gibi savaşlarda ölerek, ölümde de kadın- erkek eşitliğini sağlamayı düşünür müsünüz? “ Hayır, biz savaşlara da, militarizme de karşıyız.” gibi laflar sakın söylemeyin. Ben feministlerin yaptığı eylemlerin hiç birinde, ülkeleri karıştırıp dünyayı kana bulayan ABD ve AB karşıtı ne bir söz duydum, ne de bir pankart gördüm. Feminizm, ABD ve AB’nin dostudur. Onlardan aldıkları paralarla bol bol erkek düşmanlığı yapıp, hedef saptırırlar.

Nisan, Mayıs aylarından bu yana tartışılan süreçte sona gelindi. Dümbüllü’nün kavuğu sonunda adresini buldu. Rasim Öztekin, kavuğu 20 Eylül’de Harbiye Açık Hava Sahnesi’nde gerçekleştirilecek Kavuk Devir Teslim Töreni’nde Şevket Çoruh’a vereceğini açıkladı. Kavuk yine erkeklerin elinde kaldı. Bu durum ne kadar sürer bilinmez ama ben erkekler adına pek de umutlu değilim. Siyaset dünyasında Demirel, şapkayı kaptırmamıştı ama tiyatro dünyasında Şevket Çoruh’un kavuğu elinde ne kadar tutar bilemem..  Dünyadaki küresel güçler ve onların Türkiye’deki işbirlikçileri feministler, erkeğin elinde ne varsa almaya ant içmişler. Ama ikna ederek, ama zorla Çoruh’tan kavuğu alıp başlarına takarlar. Bundan sonra da erkekler kavuğu rüyalarında bile göremezler.

Uzun bir süredir çok çeşitli sorunlar yaşayan Türk tiyatrosu, korona salgınıyla yoğun bakıma alındı. Kimse bu sorunları konuşup, tartışmıyor. “ Kavuk erkekte mi, kadında mı olacak?” kısır tartışmalarıyla erkek düşmanlığı yapılıp tiyatronun kangrenleşmiş sorunlarının üstü örtülüyor. Bir yandan AKP gericiliğinin tiyatro düşmanı politikaları, diğer yönden küreselcilerin katkıları, korona salgını yüzünden oyunların iptali gibi nedenler Türk tiyatrosunun sonunu getirecek gibi görünüyor.  Yoğun bakımdan Karacaahmet’e uzanacak bu süreçte cenaze töreninde bence imamlık görevi, başında kavuğuyla Şevket Çoruh’a denk düşer. Sağ olursam cenaze törenine mutlaka katılıp, cenaze namazında kadın olarak yerimi alıp imamın sorduğu sorulara bütün gücümle bağırarak olumlu yanıtlar vereceğimi buradan herkese ilan ediyorum.

Yazar hakkında

Yonca Fırat

Yorum bırak

63  +    =  71

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.