Ve beklenen görüşme Edirne’de gerçekleşti.
Yanına Veli Ağababa’yı ve Sezgin Tanrıkulu’nu alan Özgür Özel, Selahattin Demirtaş’la uzun uzun görüştükten sonra kapıda bekleyen gazetecilere beklenen açıklamalarını yaptı. Veli Ağababa deyip sakın adını hafife almayın adam, CHP’yi yöneten 3-5 kişiden birisidir. Akçeli işlerden tutun da belediye başkanlığına getirilecek kişilere varıncaya kadar tüm önemli işlerde hep onun onayı alınır.
CHP’de, Doğu’nun, Güney Doğu’nun tek başına İmparatorudur.
Basın açıklamasında Özgür Özel’in sağ tarafında duran Sezgin Tanrıkulu ise ifşa olan Wikileaks belgelerinde adı geçen “TR 705” kodlu Amerikan ajanıdır.
Kılavuzu Amerikan ajanı olan Özgür Özel, “Kürt Açılımının” yapılacağı adres olarak Meclis’i parmağıyla gösterdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 100 yıl önce yapılan Kurtuluş Savaşı’nın yöneticisiydi.
Yüz yıl sonra ise Özgür Özel’le, Demirtaş, Türkiye’yi Meclis’te bölme konusunda hemfikir oldular.
Cumhuriyeti kuran partinin Başkanı, 100 yıl sonra bir etnik bölücü liderle birlikte ulus devleti yıkma konusunda işbirliği yapacaklarına dair açıklamalarda bulundu. Demirtaş’tan icazet alan Özel’in, Güney Doğu’ya yapacağı gezide “Vatan Batıran Şaban” olarak karşılanıp “Biji, Serok Özel!” sloganlarıyla omuzlara alınıp tur attırılacağı daha bugünden görülüyor.
Özgür Özel, Genel Başkan seçilir seçilmez Pervin Çakar adlı PKK destekçisi bir şarkıcının elini öperek, bugünlerde açıklanan Kürt Açılımı için uygun birisi olduğunu, Batılı dostlarına kanıtlamıştı. Fazlı Say da Özgür Özel’in bu el öpme davranışını o günlerde destekleyerek oluşturulan bu mizansene aydın cephesinden omuz vermişti.
Özel’in ve Say’ın bu tutumlarından; tüm önemli partilerin ele geçirildiğini ve aydınların, içinde yaşadıkları topluma ihanet ederek Batının ve siyonizmin masallarını bizlere anlattıklarını anlıyoruz.
İhanet için parmakla gösterilen Meclis, tarihinin en gerici Meclis’idir. Sonucun böyle olmasında Kılıçdaroğlu’nun ve Özgür Özel’in payı oldukça büyüktür.
Demirtaş, avukatları kanalıyla yaptığı açıklamada “Sayın Özel’e bu anlamlı ziyareti nedeniyle bir kez daha teşekkürlerimi sunarken kendisine başarılar diliyor, şahsında tüm Cumhuriyet Halk Partililere içten selam, sevgilerimi gönderiyorum.” diyor.
Özgür Özel, Selahattin Demirtaş’tan aldığı referansla Doğu ve Güney Doğu’yu dolaşacak.
Özgür Özel’in, Kürt bölücülüğünün gözde adamı olduğunu Demirtaş’ın övgülerinden de anlıyoruz.
Bugün CHP, etnik ve mezhep bölücülüğünün işgali altındadır.
Basın açıklamasında Özel’in sağında ve solunda yer alan Ağababa ve Tanrıkulu, işgalin temsilcileri olarak bu önemli görüşmede rol aldılar.
Özel’le Demirtaş, Türkiye’de son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm konuları konuşmuşlar ve birçok konuda aynı duygu ve düşüncede olduklarını anlamışlar. Demirtaş, Özgür Özel’in eline dört sayfalık bir çağrı metni de tutuşturmuş. Avukatları, Çağrı Metnini görüşme öncesinde basına sızdırdılar. Herkes “Kürt Sorunu” için çok önemli tezler beklerken açıklamadan sadece feministlerin her gün görmeye alıştığımız düşünceleri çıktı.
1. Kürt Açılımı’nın sloganı; “Analar Ağlamasın!” dı.
2. Kürt Açılımı’nın da sloganının “Analar Ağlamasın!” olacağını, Demirtaş’ın Çağrı Metninden anlıyoruz.
Anasız olmuyor.
Eskiden devrimcilerin söylediği “Kadınların katılımı olmadan devrim asla gerçekleşmez.” diye bir tespit vardı.
Anlaşılan, Kadınların katılımı olmadan da bir karşı devrim olmuyor.
2. Kürt Açılımının teması, “kadınlar” olacak.
Selahattin Demirtaş’ın Çağrı Metnini okudum.
Baştan sona feminist düşünceyle kaleme alınmış ve onların taleplerini dile getiren bir metim olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Feminizmin erkek cinsini hedefe koyan saçmalıklarını savunmak kişiyi devrimci kılmıyor. Demirtaş, 6284 sayılı yasada olan maddeleri sıralayarak “…bunlar yapılmalıdır.” diyor. O maddelerin uygulanmadığını erkek düşmanı azgın feministlerden başka hiç kimse savunmuyor. 6282 sayılı yasa kapsamında 1 milyon 970 bin erkek, yaşadıkları evlerden sokağa atıldı. Daha dün karısından dayak yiyen bir erkeğe savcılıkta “Kusura bakmayın, yasalarımızda erkeği, kadına karşı koruyan bir madde yok! Bir şey yapamayız.” dendiği basında yer aldı.
Şiddetin erkeği- kadını olmaz ve hepsi de kötüdür.
Selahattin Demirtaş, küresel çapta erkek cinsine yönelik estirilen kampanyayı perdeleyerek onların masallarını anlatıyor bizlere.
Sen kadın konusunda hassas ve samimi isen önce Doğu ve Güney Doğu’da kadınların bir kader gibi yaşadıkları; çocuk gelinler, kuma, çok eşli evlilik, ensest, akraba evlilikleri, berdel, başlık parası gibi sorunlardan başla.
Onlara feodal zorbalık ve baskı uygulayan Kürt erkeklerini, demeçlerinde biraz olsun eleştir ve karşı çık!
Kürt kadınlarını; Esra Erolların, Müge Anlıların programlarından bir kurtar da anlayalım senin ne kadar kadın dostu olduğunu.
Sen, feminizmin kof tezlerini savunduğunda ancak Amerika’dan madalya alan Canan Güllü’den ve feminist kadın örgütlerinden alkış ve destek alırsın.
Her tarafı çürümüş ve sapır sapır dökülen bu sistemde kadınların çektiği acıları istismar eden bir ihanet projesine kadınların onay vermeyeceğine inanıyorum.
Demirtaş’ın yazdığı; Orta Vadeli Önlemler başlığının hemen altında 1. maddede yer alan “Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet konuları ilkokuldan itibaren zorunlu ders olarak müfredata dahil edilmeli” talebi, AB tarafından fonlanan “kaos gl” gibi LGBT+ örgütlerinin bir talebidir.
Bu talep aynı zamanda ABD’nin ve AB’nin Türkiye’de uygulanmasını istediği bir taleptir.
İlkokul sıralarındaki çocuklar zorunlu olan derslerde ; lezbiyenliği, gay ve trans olmayı öğrendiklerinde ne olacaklar?
Başları göğe erip modern ve çağdaş mı olacaklar?
Sahi ne olacaklar?
CHP, Dem Parti ve sosyalist tüm partiler, bu sapkınlığı hararetle savunuyorlar.
Bu akılları onların aklına koyan güç; emperyalizm ve siyonizmdir.
Siyonizmin merkezlerinde üretilmiş Kürt Açılımı, Toplumsal Cinsiyet Özgürlüğü gibi tezleri savunmak, hiç kimseyi devrimci kılmaz. Olsa olsa iflah olmayan bir işbirlikçi kılar.
