ABD Başkanlık yarışında Biden havlu atıp yarıştan çekilince bütün gözler Başkan Yardımcısı olan Kamala Harris’e çevrildi.
Biden çekilirken yerine geçecek aday olarak Harris’i önerdi.
Harris’in aday olup olamayacağı önümüzdeki ay yapılacak kongrede belli olacak ama daha şimdiden küresel basın ve etkili çevreler yaptıkları haberlerle ve yönlendirmelerle adaylığını kesinleştirdiler. Olağan üstü bir durum olmadıkça Kamala seçimlerden zaferle çıkarsa ABD’nin ilk siyahi kadın başkanı olacak.
Amerika’da kimin başkan olacağı Türkiye’dekiler için çok önemlidir. O yüzden Başkan Biden’ın çekildiğini ilan ettiği saatten beri bütün televizyonlarda her gece “Kamala Harris mi, yoksa Donalt Trump mı kazanır?” tartışmaları yapılıyor. AKP kanallarındaki konuşmacılardan biri “Savunduğu idealler, görüşler temelinde Kamala Harris, CHP’ye daha yakın biri… Gördüğüm kadarıyla CHP’liler Kamala’yı, AK Parti de Trump’u destekleyecek.” dedi ve programa katılanlar bu saptamaya itiraz etmeyerek onaylamış oldular.
Anlaşılan o ki AKP taraftarları, Erdoğan’ın Trump tarafından çocuk gibi azarlanmasını çok özlemişler.
Kamala’nın adı kamuoyunda güçlü bir biçimde dile getirilmeye başlanınca bizim yalaka televizyonlarda konuşmacı ve program yöneticisi kadın görevlilerin bir zil takıp oynamadıkları kaldı.
“Kamala Harris” derken bile bir başka söylüyorlar.
Gözleri ışıl ışıl parlıyor.
“Başkanlık yarışında Trump, Kamala’yı çiğ çiğ yer, Kamala Trump karşısında çok zayıf bir aday” mealinde konuşan erkek konuşmacıların sözü kesilerek cezalandırılıyor.
Sağcı olsun, solcu olsun hiç fark etmiyor; bütün kadın konuşmacılar, kadın program yöneticileri Kamalacı olmuşlar Trump’a yükleniyorlar, zavallı adamın ne deliliği kaldı ne de faşistliği…
Amerikan Başkanlık seçimi Türkiye’de olsaydı zavallı Trump, Perinçek kadar bile oy alamayıp tüm dünyaya rezil olurdu.
“Kamala mı, yoksa Trump mı?” televizyon tartışmaları, feminizmin sağ ve sol partilerde, televizyonlarda ve bazı kurumlarda iyice kök saldığını bizlere göstermesi açısından çok önemlidir.
Feministler, adayların cinsiyetine bakar, fikrine bakmaz.
Adaylardan biri erkek diğeri kadınsa kayıtsız şartsız kadın adaya destek sunulur.
Aynı Trump’la Kamala’da olduğu gibi…
Örneğimizi yerelleştirerek bizden verecek olursak; Güler Sabancı ile temizlik işçisi bir erkek vatandaş arasında bir tercihte, feministler her zaman Güler Sabancı’yı tercih eder.
Ne de olsa kadın dayanışması…
Bizden olsun çamurdan olsun anlayışı…
Kamala Harris, bir zamanlar Joe Biden’ı “kadınlara uygunsuz şekilde dokunan bir ırkçı” olarak suçlamıştı. Sonra gitti “kadınlara uygunsuz şekilde dokunan bir ırkçının” yardımcılık görevini üstlendi.
Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi Kamala “Kadınlara uygunsuz şekilde dokunan bir ırkçının” gözlerinde kaybettiği hangi duyguları arıyor acaba?
Kamala Harris 2019 yılında yayımladığı mesajda “Bugün Ermeni Soykırımı’nın başlangıcının 104. yıl dönümü. 1915- 1923 yılları arasında öldürülen 1,5 milyon Ermeni’yi unutamayız.” demişti.
Başkan Yardımcılığı görevini yaptığı dönem içinde Orta Doğu’da PKK’yı ve siyonist katliamları kayıtsız şartsız destekledi.
Kamala, aynı zamanda küresel sermayenin bir görevlisi olarak LGBT+’yi kamusal alana taşıma konusundaki görevlerini eksiksiz olarak yerine getirdi.
BaşkanYardımcılığı döneminde Biden’ın “eril düzenin etkisi altında” kalarak erkeksi davranışlarını, görüşlerini kontrol ederek, sınırlandırarak feminist mücadeleye eşsiz katkılarda bulundu.
CHP yöneticileri geçtiğimiz günler içinde Ankara’daki bir parkta “eğitim” konulu iki gün süren bir toplantı düzenlemişlerdi. Yapılan bu toplantıda eğitim konusunda sözü olan kişiler kürsüye çıkıp 10 dakika konuştular. Aşağıda yer fotoğrafta CHP’nin ağır topları, ellerindeki dövizlerle yapılan konuşmaları dinliyorlar.
Genel Başkan Özgür Özel de orada…
Bize göre soldan ikinci sırada oturan kadının elindeki mor renkli dövizde, “Toplumsal Cinsiyete Duyarlı Eğitim” talebi dile getiriliyor. AKP toplumun tümünü Orta Çağ’ın karanlık dönemine götürürken fotoğraftan anlaşıldığı kadarıyla CHP dövizlerinde “Laik eğitim” talebi yok!
Peki ne var?
Küresel çetenin dayattığı ve “Toplumsal Cinsiyet” adlandırmasıyla yutturmaya çalıştığı LGBT+ talepleri var.
CHP taşıdığı o dövizle, LGBT+ taleplerinin okullarda çocuklara ders olarak verilmesini savunuyor.
“Laiklik mi? Şöyle dursun o artık gereksiz. Biz şimdi LGBT+ haklarını savunalım.” deniliyor.
Bu görüntüden sonra CHP’nin nasıl bir parti olduğuna siz karar verin.
Bizler, ‘Kamala Harris, küresel çetenin bir sözcüsü ve görevlisidir.’ dedikçe feministler;
“Ama olsun! O bir kadındır.” diyorlar.
Bizler, ‘Kamala Harris, yoksulların can düşmanı,ultra zenginlerin palyaçosudur.’ dediğimizde onlar; “Ama olsun! O ezilen, horlanan bir cinsi temsil eden bir kadındır.” diyorlar.
Bizler, ‘Kamala Harris, dünyadaki milyarlarca yoksul kadının ve kız çocuğunun da can düşmanıdır.’ dediğimizde onlar sadece susuyorlar.