Genel

“Bu Köpekler Bizi…”

Körler sağırlar birbirini ağırlar.

Bu ara bir köpek tartışmasına girdik ki, hiç sormayın!

İşi gücü unuttuk!

Ortada ne hayat pahalılığı kaldı, ne de İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam.

Hiçbir şey umurumuzda değil!

Enflasyon, TÜİK yalanları, kira artışları, açlık, Türkiye’nin yabancılarca işgal edilmesi, hatta çıkacağı söylenen 3. Dünya Savaşı haberleri bile gündemden düştü.

Varsa yoksa sokakta yaşayan hayvanlar…

Yani can dostlarımız…

Sokak köpekleri konusunda iki grup oluşmuş.

Birinci grupta sahipsiz köpekleri öldüreceğini açıktan savunamayıp, insana ait olan “ötanazi” kavramının arkasına sığınarak politika yapan AKP çevresi, diğer tarafta ise köpekle insanı eşitleyen ve her yıl milyarlarca dolar para kazanan ev hayvanı sektörünün kuklası olmuş hayvan hakları savunucuları…

Laiklik, Cumhuriyet değerleri, özelleştirme gibi konularda kılını kıpırdatmayan CHP yöneticileri, söz konusu köpekler olunca “Bu konu bizim kırmızı çizgimizdir.” diyerek aslanlar gibi mücadele etmeye başladılar.

Muhalefeti oluşturan Milletvekillerinin tümü, Meclis’te şanlı bir direniş göstererek sokak köpeklerinin ve kedi- köpek sektörünün yüreğine su serptiler.

Meclis’te CHP, DEM Parti ve irili ufaklı sol partilerin üyesi olan milletvekilleri, üstlerine düşen görevleri eksiksiz olarak yerine getirdiler.

AKP’nin hayvan düşmanı politikalarını teşhir ettiler.

AKP de hiç durur mu? O da son kozunu kullanarak köpeklerin saldırısıyla çocuğunu kaybetmiş ebeveynleri Meclis’e getirerek Alt Komisyon görüşmelerinde konuşturdu.

10 yaşındaki kızı Mahra Melin Pınar’ın annesi Derya Pınar, kızının sokak köpeklerince parçalanarak öldürüldüğünü gözyaşları içinde anlatınca, komisyonda dramatik bir ortam oluşmuş.

Komisyon görüşmelerinde AKP lehine bir hava oluştuğunu gören TİP Milletvekili Sera Kadıgil,

birdenbire ayağa fırlayarak acılı anneye “Sokak hayvanlarını kısırlaştırmayan AKP öldürdü senin çocuğunu!” diyerek bağırmış.

Bu tartışmada yer alan “kısırlaştırma” sözcüğüne takıldım kaldım ve bu yüzden alıntıdaki ilgili sözcüğün sözcüğünün altını çizdim.

Aklıma bir soru takıldı.

Nasıl yani, kısırlaştırılan, cinselliği yok olmuş köpekler, ısırma yeteneklerini de mi yitiriyorlar?

Sera Kadıgil’e göre bu iş böyle oluyor.

Devrimci(!) Milletvekilimize göre “ Kısırlaştırılan köpekler asla ısırmazlar!”

Öyle mi gerçekten?

Şaştım kaldım.

Ortada izlediğimiz şey, körler, sağırlar diyaloğu. Hiç kimse karşı tarafı dinlemiyor ve ezberindeki cümleleri tekrar edip duruyor. Bu diyalog bana yıllar önce önüme düşen bir YouTube videosunu anımsattı. Tartışılan konu aynı, taraflar aynı…

Buyurun izleyin ve bana hak verin!

İyi seyirler…

Yazar hakkında

Candan Yılmaz

Yorum bırak

88  −  87  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.