Çoktan beri voleybol oyuncusu Ebrar Karakurt aleyhinde Akit gazetesi, Yeniden Refah Partisi ve bazı dini cemaatler tarafından bir kampanya yürütülüyor.
Ebrar Karakurt’un kamuya açık alanlarda ve sosyal medyada cinsel tercihi doğrultusunda kadınlarla birlikte olmasını paylaşması, dinci çevreleri çok öfkelendiriyor.
LGBT destekçisi merkez medya, bunca oyuncunun içinden her zaman Ebrar Karakurt’u bularak haberler yapıyor.
Küresel kapitalizmin uzantısı şirketler, firmalar reklam filmlerinde mutlaka Ebrar’ı oynatıyorlar.
Batı kapitalizminin gözdesi Ebrar’ın, rol model olarak kitlelere pazarlanması karşısında bazı dinci çevreler bu oyuncuyu, “ahlaksız, terbiyesiz” gibi sıfatlarla suçlayarak haber konusu yapıyorlar.
Kadın Voleybol Milli Takımının Avrupa şampiyonu olması bile bu kavgayı yavaşlatamadı.
Yeniden Refah Partisi, yaptığı açıklamada Ebrar Karakurt’un milli takımdan atılmasını talep etti.
Dincilerle LGBT’ci çevreler arasında Ebrar Karakurt üzerinden yürütülen tartışmaların nereye gideceğini önümüzdeki günlerde tanık olacağız.
Milli takımın şampiyonada başarılı olması, LGBT destekçilerine cesaret verdi. Daha önce yuvarlak cümlelerle savunulan düşünceler açıkça dile getirilerek LGBT savunuldu.
İş çevreleri Ebrar’a sahip çıktı.
Sol çevreler Ebrar’a sahip çıktı.
Kürtçü çevreler Ebrar’a sahip çıktı.
Hep birden, “Ebrar’ı yedirmeyiz.” diye haykırdılar.
Cinsel tercihi lezbiyen olan bir kadına sahip çıkarak insan haklarını dinci takunyaların altında ezdirmediler.
Gözlerim yaşardı doğrusu…
Art arda gelen zamlarla bunalan ve bir başarı haberine hasret kalan kitleler, Kadın Milli Takımın başarısıyla sokaklara dökülerek kutladılar.
Herkes sevindi.
Sevinenlerin arasında yer alan eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, sosyal medya adresinde Voleybol Kadın Milli Takımı’nı başarılarından dolayı kutladı.
Yapılan son seçimde CHP listesinden Meclis’e giren Türkan Elçi, bu paylaşımı yüzünden hayatında duyduğu en ağır küfürleri işitti.
Bazı Kürtler, Türkan Elçi’yi linç ettiler.
26. Dönem Şırnak HDP Milletvekili Ferhat Encu’nun paylaşımı en kibar olanıydı.
Ferhat Encu, “Bize ait olmayan başarıları selamlamak, onlarla övünmek ve bunu bir mağdur kimlik üzerinden yapmak en hafif değimle hakikatten kopmaktır. Egemen ulus anlayışı ve sömürge pisikolojisidir.” diyerek 1753 beğeni aldı.
Osman Taşdemir adlı biri de şöyle dedi:
Kürt bayraklı t*rksiken, içlerinden en hızlısı, söyle inciler döktürmüş:
Bir başkası da şöyle demiş:
Zavall Türkan Elçi, “Yaptığım bu paylaşımdan ne de çok rahatsız oldunuz. Küfürler gırla. Üstelik utanmadan Kürtçe isimli hesaplardan yazıyorsunuz. Kürt olmadığınız, kimin trolü olduğunuz o kadar belli ki.” diyerek her küfürlere karşı kendisini savunmaya çalışıyor.
Zavallı kadın, yapılan bu alçak saldırı ve lincin, Kürt’ten gelemeyeceğini savunarak durumu kurtarmaya çalışıyor.
Acınası bir durum.
Aynı linçten Yeşil Sol Parti Milletvekili Sevilay Çelenk de nasibini aldı. Milli Kadın Voleybol Takımı’nı kutlayınca Türkan Elçi gibi hakaretlere uğradı.
Ebrar Karakurt’a yönelik dinci saldırı karşısında ayaklanan solcularımız, Türkan Elçi ve Sevilay Çelenk’in linç edilmesine ses çıkarmayarak onay verdiler ve bir kez daha Kürt milliyetçiliğinin kuyrukçusu olduklarını kanıtladılar.
Ebrar Karakurt ve Türkan Elçi…
İki kadın…
İkisi de farklı kulvarlarda at koşturuyorlar.
İkisi de karşıtları tarafından linç edildiler.
Bizim özgürlük ve adalet düşkünü solcularımız, cinsel yönelimi ve düşmanları açısından Ebrar’a sahip çıkarlarken, linç edenler sırf Kürt oldukları için susarak, Türkan’ın linç edilmesine ortak oldular.
Türkan Elçi ve Sevilay Çelenk’in bir milli başarı sonucunda oluşan duygusal ortaklığın, kimi faşist Kürtler tarafından saldırıya uğraması, Kürt hareketinin sık sık dile getirdiği “Türkiye partisi olma” fikrinin, bir palavradan ibaret olduğunu bizlere göstermiş oldu.
