Genel

Danışman

Kılavuzu karga olanın burnu boktan kurtulmaz.

Seçim yenilgisinden sonra CHP’de sular durulmuyor.

İşin başında olan ve seçim stratejisinden sorumlu olan Kemal Kılıçdaroğlu, kaybedilen her seçimde olduğu gibi bu seçim sonunda da istifa etmemekte direniyor.

Alınan seçim yenilgisini, karşı tarafın hileleri ve kendisinin dışındaki etmenlerle açıklamaya çalışıyor.

Yenilgi böyle açıklanınca da kendisi sütten çıkma ak kaşığa dönüşüveriyor.

Dönüşme deyince hemen aklıma bu ara CHP’de çok moda olan bir söz geldi.

Değişim.

İmamoğlu,Kılıçdaroğlu, Özgür Özel ve bil umum CHP’li tayfa, konuşmaya değişimle başlayıp değişimle bitiriyorlar.

Bu değişim modasına CHP’li gazeteciler de katıldılar.

Katıldılar ama değişimin nasıl ve neleri kapsadığına dair bir tez ortaya koyan yok!

“Değişim, yönetici değiştirmekle sınırlı kalmamalı” diyenler, genel geçer lafların dışında bir şey öne süremiyorlar.

Bir sürü laf salatası…

Ebedi Baskan Kılıçdaroğlu, değişim modasına ayak uydurarak partinin Merkez Yönetimini değiştirdi ve kendi adamlarını doldurarak kendisini garanti altına aldı.

Ardından da tüm danışmanlarının işine son verdi.

Danışmanların suçunu basın, “ Seçim döneminde Genel Başkanı yanlış yönlendirme” olarak açıkladı.

Demek ki, danışmanlar, Kemal Kılıçdaroğlu’nu yanlış yönlendirerek Erdoğan’a hizmet etmişler, ona seçim kazandırmışlar.

Bu kadar hain ve tertip içinde olan danışmanlar kimlerdir diye çok merak ettim ve bazı isimlere ulaştım.

Erdoğan Toprak

Biz kendisini FETÖ’cü olarak biliriz.

Nasıl bilmeyelim?

Bir zamanlar FETÖ’nün Abant Toplantıları’na hiç aksatmadan katılırdı ve o toplantılarda Anayasadan ilk dört maddenin, Atatürk’ün ve Türklüğe dair maddelerin çıkarılmasına imza atıyordu.

Partiyi işgal eden 10 Aralıkçıların samimi dostuydu.

Tuncay Özkan

Kurduğu Biz Kaç Kişiyiz? Platformunu yüzüstü bırakıp kapağı CHP’ye atmıştı.

MİT’in el koyduğu PKK’nın 50 milyon lirasının bir kısmıyla, Kanaltürk’ü kurduğu basında yazıldığı halde bunu hiç yalanlamamıştı.

Sahibi olduğu Kanaltürk’ü FETÖ’ye satmıştı.

CHP delegesinin seçmediği Tuncay Özkan’ı Kılıçdaroğlu, partinin Genel Merkezine alarak her konuda karar veren üç kişiden biri yapmıştı.

Tuncay Özkan için basında, “Sarayın CHP içindeki adamı” deniliyordu.

Hacer Foggo

Atatürkçüleri faşist ilan etmişti.

Türk askerine “Çocuk katili” demişti.

FETÖ medyasına sahip çıkmıştı.

Nuşiveren Elçi

Kürt açılımı sürecine destek çıkmıştı.

FETÖ’nün Ergenekon, Balyoz kumpaslarını canı gönülden desteklemişti.

Ağzından federasyon lafından başka bir laf çıkmıyordu.

Daron Acemoğlu

Ermeni ekonomist.

Uluslararası kapitalist sistemim ve yerli kompradorların akıl hocası…

Kemalizmi ve Türkleri sevmez; yazdığı kitaplarda Cumhuriyetin ilk 15 yıllık dönemini yerden yere vurmuştu.

Danışmanlar; Jeremi Rifkin, Hakan Kara, Cevdet Nasranlı, Alaattin Aldemir, Rasim Bölücek say say bitmez.

Meziyetlerini, fikirlerini anlatmak için bu sayfalar yetmez.

Bu değerli(!) danışmanların tümünün işine son verdi Kılıçdaroğlu.

Uluslararası kapitalist sisteme sıkı sıkıya bağlı olan bu danışmanlar aynı zamanda Kemalizmin de düşmanlarıydılar.

Şimdi hepsi işsiz kaldılar.

Ne zamana kadar?

CHP’de sular çekilip taşlar yerine oturana kadar biraz bekleyecekler.

Onlardan boşalan yerleri, başka başka FETÖ’cülerle, etnik milliyetçilerle, küreselcilerle dolduracaklar.

Yukarıda adları anılan danışmanların fikirleriyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun fikirleri arasında bir fark yoktur.

Hepsi de ayı yolun yolcusudurlar.

Kılıçdaroğlu görünüşte bir şey yapmış olmak için bu kararı aldı.

Necmettin Erbakan, rakip partilerin yaptıklarını eleştirirken, “Bunlar, pansuman tedbirlerdir. Bu tedbirlerle hasta iyileştirilemez.” diyordu.

Ben de bugün CHP’de yapılanları gördükçe, “Bu pansuman tedbirlerle, değişim palavralarıyla hasta iyileşmez. Korkarım yerel seçimlerin kaybıyla da hasta üzüntüden verem olup kısa zamanda ölür.” diyorum.

Yazar hakkında

Yağmur Bayraktar

Yorum bırak

4  ⁄  2  =  

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.