Yazının başlığını okuyanlar, “Tartışacağımız bunca önemli konu varken bu da nereden çıktı?” diye akıllarından bir soru geçirebilirler.
Sorunun yanıtını vererek sizleri hemen rahatlatayım.
28 Ocak 2022 tarihli Akit gazetesinde, “Kimse bu tehlikeyi bilmiyor! Anında tuvalet kağıdını bırakacaksınız: Ahşaba sürtün sonra…” başlıklı bir haber çıktı.
Her konuda olduğu gibi en önemli organımız olan .ötümüzle ilgili derdimizi ele alarak bizleri bu konuda da aydınlattı.
Habere göre Türkler, Japonlar, İtalyanlar, Yunanlar tuvaletten sonra temizlik işinde suyu tercih ederlerken İngilizler, Amerikalılar ve Avusturalyalılar da su kullanmadan tuvalet kağıdıyla yapıyorlarmış.
İşte bundan sonra ikinci gurupta yer alanların başı büyük bir derde giriyormuş. Su kullanmadan tuvalet kağıdını aşırı kullanmak anal çatlaklara ve enfeksiyonlara neden oluyormuş.
Şimdiye kadar dışkıladıktan sonra yapılan temizlik konusunda her toplumda farklı yöntemler kullanılmış.
İslamiyet’te bu konuyla ilgili kurallar hadislerde açıklanmış. Genel olarak kabul edilen bir hadiste şöyle deniliyor:
Sakın bu iki şeyle (kemik ve kuru hayvan mayısı – tezek ) abdest bozduktan sonra istinca ( gereken temizlik) etmeyin, çünkü onlar (cinni olan) din kardeşlerinizin yiyecekleridir.[Müslim, Salat 150(450) Tirmizi, Tefsir, Ahkâf (3254); Ebu Davut, Tahâret 42 (85)]
Cümle biraz karışık olmuş. Hz. Muhammed, “Abdest bozduktan sonra kemikle, tezekle temizlik yapmayın, çünkü onlar cinlerin yiyecekleridir.” diyor. Olmazları söyledikten sonra su ile o da bulunamazsa üç tane taş ile temizliğin yapılacağını söylüyor.
Arabistan’da o dönem su fazla bulunamadığından dolayı da taşlara büyük iş düşüyordu.
O zamandan bu güne gelinceye kadar yüzyıllar geçti.
İnsanlar değişti.
Yaşam koşulları değişti.
Bu arada tuvalet alışkanlıklarımız da değişti.
Alaturka tuvaletten klozete terfi ettik.
Çok modern olduk.
Modern yaşamı seçerken aynı zamanda dindarlığı da boşlamadık.
AKP’yi ülke yönetimine getirdik.
İktidara gelen AKP iktidarı, başka şeylerin yanında SEKA’yı da özelleştirerek sattı.
Kağıt fabrikalarını satın alanlar fabrikaları kapatıp arsalarına konut yaptılar. Makinelerini hurdaya verdiler.
Kağıdı dışarıdan satın almaya başladık.
Başta işler çok iyi idi.
Bir iki mızıklanmanın dışında sonuçtan herkes memnundu.
Türk Lirası dolar karşısında değer kaybedince işler karıştı.
Gazeteler, basacak kağıt bulmakta zorlandılar.
Şimdi bir top A4 kağıdı, 70 lira oldu.
Tuvalet kağıdı da Şok marketler zincirinin 26 Ocak – 1 Şubat Kataloğunda (32’li) 49,90TL oldu.
Kıçı kıymetli, parası bol olanlar için E- ticaret sitelerinde örneğin trendyol’da Familia Plus Parfümlü Tuvalet Kağıdı 248,99 TL oldu.
Daha kıymetli kıçı olanlar, Selpak marka tuvalet kağıdı aldıklarında tam 322, 90TL’yi kasaya bayıltmak zorundalar.
Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı günümüz koşullarında bu fiyatlarla tuvalet kağıdı alan babayiğitlerin, anayiğitlerin elleri titrer.
Alkollü içkilere gelen zamlardan sonra içkilerdeki satışlar yarı yarıya düştüğünü yetkililer açıklıyorlar.
Bağımlısı olmayanlar, alacak listesinden rakıyı, şarabı çıkardılar.
Ama gelin görün ki, tuvalet kağıdını listeden nasıl çıkaralım?
Tuvalete girdiğimizde sonuçta kıçımızı bir şeylerle sileceğiz.
Bin beş yüz yıl önceki yöntemleri uygulamak, taş – toprak kullanmak bana çözüm gibi gelmiyor.
Ey Akit gazetesi yazarları!
Ne yapacağız biz?
Tuvalet kağıdı pahalı alamıyoruz!
Taşa, toprağa da silemiyoruz.
Her konuya maydonoz olan ve tuvalet kağıdını sakıncalı bulan yazarlarımız bize bu konuda da akıl vererek yolumuzu aydınlatın.