Avcılar metobüs durağında inip, camiyi geçerek, belediye binasına doğru yöneldiğinizde 6-7 katlı apartmanların arasından Atatürk Heykeli karşılar sizi.Yedi, sekiz metre yüksekliğindeki sütun üzerinede, Atatürk sol elinde bastonu, sağ elinde fötr şapkasıyla, yüzündeki donuk ifadesiyle Avcılar’a gelenleri ya da metrobüsten yeni çıkmış yolculukta canından bezmiş insanları selamlıyor.
Trafiğin çok yoğun olduğu, insanların aceleyle bir yerlere yetişmeye çalıştığı bir yere heykel dikmek en son düşünülmesi gereken bir şeydir.Bir heykel konulduğu alanla birlikte ele alınıp değerlendirilmesi gerekir.Heykel ve alan bir bütündür, birbirlerini tamamlarlar.Yükseklik konusunda 7-8 katlı apartmanlarla yarışırcasına insanın göz algısının dışına çıkarak yükselen sütun üstündeki heykelden başka her şeye benziyor. Doğu Avrupa karikatür sanatçılarının çizgilerindeki halktan kopuk diktatörler, çok yüksek sütunlar üzerinde, halka tepeden bakarlar.
Heykeli yapan heykeltıraş da(!) eserini yüksek sütun üstüne yerleştirmiş. Atatürk, “Bezgin Bekir” bakışıyla halka tepeden bakıyor. Heykelin dış görünüşü de estetikten uzak, deyim yerindeyse beton blok gibi duruyor.Heykelin ifade ettiği olumlu hiçbir anlam olmadığı gibi, Atatürk’ün mücadelesine, karakterine, kimliğine de zarar veriyor.
Avcılar’daki Atatürk Heykeli keşke tek olumsuz örnek olsaydı. Ne yazık ki Atatürk heykellerinin bir çoğu heykel sanatı açısından sınıfta kalacak özelliktedir.
İzmir’in Buca ilçesindeki Çevik Bir Meydanı’ndaki papyonlu, elinde Türk bayrağı tutan Atatürk Heykeli (Atatürk’e hiç benzemediği için) kaldırılıp yerine, sağ elinle uzakları gösteren heykel konuldu. Her iki heykele bakarak heykellerin Atatürk’e benzeyip benzemediğine siz karar verin
Heykellerin değerlendirilmesi bir yana, bence; “Çevik Bir Meydanı”na, bir elin de Amerikan, diğer elinde İsrail Bayrağı olan Çevik Bir heykeli daha çok yakışırdı. Çünkü hazret; 28 Şubat Postmodern Darbesi’ni yaparak, Refah Partisi içindeki Amerikancıları ortaya çıkartıp, iktidara taşımak için yolu açan generaller grubundan biriydi. AKP’ye hizmet etmiş birinin , CHP’li belediyenin yönetiminde olduğu kentin meydanına adının verilmesini anlamakta zorlanıyorum.
Ele alacağımız diğer bir heykel de Tekirdağ Çorlu’da bir parka dikilen Atatürk heykeli. 1938’in sekizini yan yatırarak Atatürk’ün sonsuza kadar yaşayacağını belirtmişsiniz.Tanrı aşkına siz bu heykellerle mi yaşatacaksınız Atatürk’ü?
“ Yüzünü pek iyi göremiyorum” diyenler için daha yakından çekilmiş bir fotoğraf. Kaba saba,eldeki malzemeye iki çizik atılıp, geçiştirilmiş gibi duruyor. Heykel mi , heykel! Kimse heykel olmadığını iddia edemez. Atatürk’e benzerliği (!) de tartışılır.
Bugün, Türkiye’de sanatın geldiği yer, içinde bulunduğu durum ortada. AKP Sanatı yıkmak, “ içine tükürmek” için elinden ne geliyorsa yapıyor. Peki, Atatürkçü olduklarını söyleyen CHP’li belediyelerin sanat olarak, özelde heykel alanında ortaya koydukları yapıtlar(!) ümit verici değil.
Anlaşılan, CHP’li yöneticilerin en başta Atatürkçülük ve sanat konularında sıkı bir eğitime ihtiyaçları var.